Sağlık Bakanlığı’nın 1 Kasım’da yürürlüğe koyduğu ve tepkilere yol açan yönetmeliğe karşı sağlık çalışanları, ikinci kez iş bırakma eylemi düzenledi. Aile hekimleri, ebe ve hemşirelerin katıldığı eylemde, sağlık hizmetlerinin aksadığına, çalışanların tükenmişliğine ve halk sağlığını tehdit eden düzenlemelere dikkat çekildi.
Sağlık Bakanlığı’nın itiraz edilen yönetmeliği ısrarla uygulamaya koyduğunu belirten aile hekimliği çalışanları ‘‘Hasta ile bizi karşı karşıya bırakıyorsunuz. Hem yönetmeliği hem kanun teklifini geri çekin” dedi. Yurt genelinde sürecek olan iş bırakma eylemleri 5 gün sürecek. Türk Tabipleri Birliği ile 14 örgütün kararı doğrultusunda yapılan eylemler süresince Aile Sağlığı Merkezleri sağlık hizmeti sunmayacak.
Bu kapsamda bugün Gerze Hükümet Konağı önünde bir araya gelen Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası, Birlik Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası, Genç Sağlık Sendikası, Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), Hekim Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası, Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası (Hekimsen), Hürriyet Sağlık ve Sosyal Hizmetler Çalışanları Sendikası (Hürriyet Sağlık Sen), Sağlık Çalışanlarına Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER), Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİMSEN), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Tabip ve Diğer Sağlık Çalışanları Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kamu Görevlileri Sendikası (Tabip-Sen), Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER), Türk Tabipleri Birliği (TTB) basın açıklaması yaptı.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Sağlık Bakanına Soruyoruz:
Halkın sağlığını korumak ve geliştirmek istiyor musunuz? Sağlık emekçilerinin sorunlarını çözmek istiyor musunuz?
Sağlık Bakanı göreve geldiği günden beri birinci basamağı güçlendirerek koruyucu sağlık hizmetlerini geliştireceğini, sağlık emekçilerinin tükenmişliğini gördüğünü ve sorunlarını çözeceğini söylemektedir. Ama bakan ne söylüyorsa tersini yapmakta, ne yapıyorsa da tersini söylemektedir.
Sağlık alanında sayısız sorun yaşanırken, sağlıkta ticari çeteler eliyle milletin parası SGK üzerinden hortumlanırken, hekimlere, ebelere, hemşirelere, tüm sağlık çalışanlarına her gün sayısız hakaretler edilip fiziksel şiddet uygulanırken, birinci basamakta aşı temininde dahi sorunlar yaşanırken, hastalar hastanelerde randevu bulamaz sağlık hizmetine ulaşamazken, sağlık çalışanları tükenmişlik içindeyken, deprem bölgesinde konteynırlarda birinci basamak sağlık hizmetleri verilmeye çalışılırken Bakanlık ne yapmaktadır?
Bakanlık yetkilileri her fırsatta aksini iddia etse de 1 Kasım’da yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği halkın sağlığını, sağlık emekçilerinin özlük hakları ve çalışma koşullarını iyileştirmek bir yana daha da kötüye götürecek uygulamalar içermektedir. Hekimin tedavi bağımsızlığına müdahale edilerek uygun gördüğü ilaçları reçete etmesi engelleniyor. Entegre sağlık merkezlerinde her gün mesai yapan aile hekimliği çalışanları, haftalık 40 saatlik mesailerinin üzerine bir de ayda 96 saat nöbet tutmaya zorlanıyor. Kronik hastalık takibini önemsiyoruz denilerek kime veya neye hizmet ettiği bilinmeyen HYP sistemine veri girilmesi şart koşulup kabul etmeyenler sözleşme feshi ile tehdit ediliyor.
Maalesef bu yönetmelik
• Koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik gerekli düzenlemeleri içermemektedir
• Aile sağlığı merkezlerinin sayısının, donanımlarının, ekiplerinin artırılarak güçlendirilmesi için bir düzenleme içermemektedir
• Hastalara ve koruyucu sağlık hizmetlerine yeterli zaman ayrılabilmesine fırsat vermemektedir
• Kendi içinde taşıdığı çelişkili uygulamalar ile hekimlerle hastaları karşı karşıya getirerek şiddete zemin hazırlamaktadır
• Belli ilaç gruplarının reçetelenmesi ve sevkleri sınırlayarak hekim bağımsızlığına müdahale etmektedir
• Karmaşık hesaplamalar ile ulaşılması mümkün olmayan, ulaşılsa bile halk sağlığı için faydasız performans kriterleri içermektedir
• Yapılan işin kalitesine değil sayısına değer vermektedir
• Tüm aile hekimliği çalışanlarının iş ve gelir güvencesini ortadan kaldırmaktadır
Bizler her gün halkımıza sağlık hizmeti sunmak için emek veren sağlık çalışanlarının örgütleri olarak daha yürürlüğe girmeden önce bu yönetmeliğin uygulanabilir olmadığını, sağlık hizmeti sunumuna vereceği hasarı hemen her kademeden bakanlık yetkililerine iletmiş ve 5 temel talebimizi kendilerine ve kamuoyuna açıklamıştık. Kasım ayının ilk haftasında bu yönetmelik geri çekilinceye kadar uyarı niteliği taşıyan üç günlük iş bırakma eylemini gerçekleştirmiştik. Umudumuz bakanlık yetkililerinin bu uyarıları dikkate alarak halkın sağlığı ve bizlerin çalışma koşullarını iyileştirmek için yönetmeliği geri çekmesi ve gerekli düzenlemeleri yapmasıydı. Maalesef bakanlık bunu yapmak yerine hekimlerle hastaları karşı karşıya getiren, halkın cebinden daha çok para çıkmasına neden olacak maddeler içeren yeni bir kanun teklifini TBMM’ne sundu.
Bu yasa taslağı ile aile hekimliklerinde mesai dışında ücretli olarak geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları yapılabilecek ve aile hekimliğinde şimdiye kadar ücretsiz olarak verilen sağlık raporları ücretli hale gelecektir.
Bu yasa teklifi ile katkı katılım payı artırılmakta halk cebinden daha fazla ödeme yapmaya zorlanmaktadır. Hasta eğer daha az katkı payı ödemek istiyorsa 2. ve 3. basamak sağlık kuruluşuna aile hekimliğinden sevkle gitmesi gerekecektir. Ancak Eziyet Yönetmeliği 2. 3. Basamağa yaptığı sevklerden dolayı aile hekimini, gelirini keserek cezalandırmaktadır. Bu durumda sevk isteyen hasta ile hekimler karşı karşıya gelecektir.
Bakanlığa soruyoruz; madem halkın sağlığını ve sağlık emekçilerinin iyiliğini düşünüyorsunuz, bu kadar kanun teklifi ve yönetmelikler içinde neden yeni doğanların ticari çeteler elinde ölmesini engelleyecek düzenlemeler yapmıyorsunuz? Neden deprem bölgesinde gebelerin, küçük çocukların kötü beslenme kaynaklı gelişme geriliğini önleyecek düzenlemeler yapmıyorsunuz? Neden 21. yüzyılda boğmacadan bebeklerin öldüğü bu ülkede aşılamayı geliştirecek düzenlemeler yapmıyorsunuz? Neden sağlıkta şiddeti önleyecek düzenlemeler yapmıyorsunuz?
Sağlık Bakanlığını bir kez daha uyarıyoruz sorun yumağına dönüşmüş sağlık sistemini; halkla sağlık çalışanlarını karşı karşıya getiren, performansa dayalı ödeme ve taşeronlaşma ile sağlığı piyasalaştıran, bilimsel yaklaşımdan uzak kanun ve yönetmelikler ile düzeltemezsiniz. Alanın öznesi olan bizlerin, sağlık emek - meslek örgütlerinin görüşlerini ve önerilerini dikkate almayarak, yok sayarak ne halk sağlığını geliştirebilirsiniz ne de sağlık emekçilerinin sorunlarını çözebilirsiniz. Sağlıklı bir toplum, iyi çalışan bir sağlık sistemi için daha önce de dile getirdiğimiz beş talebimizin hayata geçirilmesi yeterlidir. Bunları sürekli olarak hatırlatmaya devam edeceğiz:
1. Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri binaları kamu tarafından sağlanmalıdır.
2. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilmeli Aile Sağlığı Merkezi sayısı, hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır.
3. Aile sağlığı merkezlerinde yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmelidir. Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan ebe ve hemşirelere ödenecek ücret Aile Hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir.
4.Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak, tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.
5. Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır.
Sağlık emek meslek örgütleri olarak üretimden gelen gücümüzü kullanıyor ve bu hafta boyunca iş bırakıyoruz. Bizler bu eylemlerle meslek onurumuza sahip çıkarken halkımızın sağlık hakkını da savunuyoruz. Taleplerimiz sadece kendi haklarımız için değil halkımızın eşit, ücretsiz, erişilebilir ve daha nitelikli bir sağlık hizmeti almasını sağlamak için önemlidir. Bu nedenle eylemlerimize halkımızın da desteğini bekliyoruz. Taleplerimiz gerçekleşene kadar çeşitli eylem ve etkinliklerle sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz.”
Gerze’ de yapılan eyleme CHP İl Başkanı Aykut Cem Yalçınkaya, Gerze Belediye Başkanı Osman Belovacıklı, Gerze Belediye Başkan Yardımcıları Şengül Şahin ve Muhammet Öztürk, CHP Gerze İlçe Başkanı Mustafa Baş, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, vatandaşlar destek oldu.